Zorunlu trafik sigortasında çözüm önerileri

MUSTAFA NAZLIER

Sigorta Eksperi

Sorgulama ile başlayarak sunacağım önerinin anlamlı olmasını sağlamak istiyorum.
Öncelikle çözüm önerisi teklifim şudur: İki ayrı zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Kafamızda “Trafik sigortalarında sorunların temel sebepleri nedir?Kimlerdir? Yasal sorunlar var mı? Uygulama sorunları var mı? Sorunların giderilmesi olanaklı mı? Nasıl olacak? Kimler yapacak? Ne yapacaklar? Yapılabilir mi?” gibi sorular var, ancak sanırım en önemli sorular şunlar: “Gerçekten bir değişiklik isteniyor mu? İsteniyor ise kim engelliyor?...”

Sorgulama ile başlayarak sunacağım önerinin anlamlı olmasını sağlamak istiyorum. Öncelikle çözüm önerisi teklifim şudur: İki ayrı zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

İşleten Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi
Sürücü Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi

Hukuken iki ayrı sorumluluk mevcut. Birbirinden tümüyle ayrı hukuki temelleri olan bir konu, tek bir başlık altında tek poliçeyle sürdürülemez. Bugüne kadar bu şekilde sürdürülmesi, tahminlerin ötesinde sorun ve kayıplara yol açıyor. Bunu açıklamaya çalışırken tümüyle ve sadece içeriği çok iyi verilerden oluştuğu için ve büyük kitlelere ulaştığı için “Rüzgar Çetin” kazasını örnekleyeceğim. Tüm topluma açık, yazılı ve görsel haber olmuş, içeriği zengin bir konu olarak anlatım için iyi, yaşattıkları bakımından kötü bir örnektir. Neden işleten ile sürücüye ayrı poliçe düzenlenmeli konusuna iyi bir cevap olacak.

Rüzgar Çetin örneği

Basında yer aldığı şekli ile bazı bilgileri haber olan yönlerini dikkate alacağım.

Sürücü sıfatıyla Rüzgar Çetin;

Daha önce iki kez alkollü araç kullanmak suçundan ehliyetine el konulan Rüzgar Çetin’in ehliyetini aldığı günden bu yana 28 trafik cezası aldığı ortaya çıktı. Rüzgar Çetin’in trafik suçları arasında "tehlikeli şerit değiştirmek", "emniyet kemeri takmamak", "ehliyetine el konulmuşken araç kullanmak" suçlarının bulunduğu belirtildi.

Daha önceden 80 ceza puanı bulunan Rüzgar Çetin’in yaptığı son kazayla birlikte ceza puanı toplamı 100’ü geçmiş oldu.
Rüzgar Çetin’in alkolmetreyi üflemediği için 2 yıl, alkollü çıktığı için 6 ay ve 100 ceza puanını geçtiği için 2 ay olmak üzere ehliyetine toplam 2 yıl 8 ay el konulduğu belirtildi.

Rüzgar Çetin’in 11 kez "emniyet kemeri takmadan araç kullanmak" suçundan ceza kesildiği belirtilirken, "ehliyetine alkol yüzünden el konulmuşken araç kullanmak", "tehlikeli şerit değiştirmek", "aşırı hızla araç kullanmak", "ehliyetini üzerinde bulunmamak" suçlarının bulunduğu belirtildi. Yukarıdaki haber metinlerine bakınca gerçekleşen trafik kazasının geliyorum diyerek geldiğini, hatta geç kaldığını düşünüyoruz. 720 TL trafik sigorta primi, ödeyerek 506 bin TL tazminat yüküne yol açıyor (Aileye rücu edilecek olması ayrı bir konu…).
Sadece tek bir poliçe... Mevcut uygulamalarda araç plakası esas alınarak düzenlenen zorunlu trafik sigortası tüm zararları karşılıyor.

‘Değer Kaybı’ zararları

Özellikle araç hasarları dışında kalan, bedeni zararlar ve dolaylı kayıp türü olan ‘Değer Kaybı’ zararları tazminat olarak ciddi yük olmaya başladığında bu sorun fark edilir oldu. Mevcut durum ile sürekliliği olamazdı ve nihayetinde yüksek primler ile ortaya çıkıverdi. Ve bu sorun şu an herkesi ilgilendirir halde. Ayrıca mevcut sistemin hiç adil olmadığı kesinlikle doğru ancak bu durum sanki sigorta şirketlerinin bir sorunuymuş ve bu sorunlara sigorta şirketleri sebep oluyormuş gibi bir hava yaratıldı. Tüm meslek mensupları, hukukçular, aktüerler ve konuyla ilgili uzmanların da iyi bileceği bir konu özü itibarıyla görüşülmeyerek, gerçekler görmezlikten gelinerek iyileşme olmayacak.

Sürücü için zorunlu sigorta ayrı olmalı

Önerim şöyle:

İki kez alkollü araç kullanmaktan ehliyeti alınan, 28 ayrı trafik cezası bulunan alan sürücü her sürücü ile aynı haklara sahip olamaz, olmamalı. Ayrıca bu kazalara yol açan aracın kendisi değil, bizzat sürücüdür. O halde;

Sürücü için zorunlu sigorta ayrı olmalı. Kusur durumuna göre sürücü veya araç hangisi tespit edildi ise o poliçe devreye girmeli.

Bir yıl içinde nadiren trafiğe çıkan emekli Ali Bey 3 bin km yol kat edip 720 TL prim öderken 150 bin km yol yapan sürücü aynı primi ödememeli.

Emekli Ali Bey’in hiçbir trafik cezası yok iken 720 TL prim ödüyor ise 28 ayrı trafik cezası olan kişi 12 bin 720 TL ödeyerek poliçe almalı.

Emekli Ali Bey alkolü sadece kolonya cinsinden koku olarak kullanırken trafikte kendinden geçmiş alkollü katiller ile aynı primi ödememeli.

Aşırı trafik cezası alan sürücü kendisine trafik poliçesi bulamıyor ise araç kullanmamalı.

Her sürücü kendisinin polisi olmalı (Değerli Üstad Sn. Fikret Bey’in tanımıdır... İzniyle yazı içinde kullanıyorum).

Aldığı her trafik cezasında primin artacağını bilerek kullanmalı, ayrıca sadece 90 TL trafik cezası ile kurtulamayacağını anlamalı, her sürücü kendi polisini içinde tutup kendi cezasını hesaplamalı.

Her ehliyet sahibi mutlaka kendi kişisel poliçesi olmadıkça sürücü koltuğuna oturmamalı, ehliyet sahibi olmakla sürücü olmak arasındaki farkı bilmeli, sorumluluğu taşımalı.

Kiralık araç alınırken firmalar kiralayan sürücüye geçerli poliçesi yok ise araç vermemeli.

Kusurlar doğru incelenmeli

Yurtdışından gelip ülkemizde araç kullanacaklar dahil mutlaka kısa sürelide olsa poliçe yaptırma şartına tabii olmalı.

Kazalarda kusurlar doğru incelenmeli. Kazanın gerçek sebebi araç veya sürücü tam olarak belirlenmeli.

Emniyet Genel Müdürlüğü trafik ceza bilgilerini Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (SBM) ile paylaşmalı. Trafik sigortası primi hesaplanırken her türlü trafik cezası prim çarpanı ayrı olmalı. Alkollü araç kullanan kişiye verilen ceza primine suçun niteliğine göre yansımalı. Yanlış park eden sürücü ile aynı olmamalı. Kırmızı ışıkta geçenin prim çarpanı ile stop lambası yanmadığı için kesilen cezanın prime etkisi hem hesaplanmalı hem de doğru hesaplanmalı.

Trafik sigorta primi cezaları ile doğru orantılı hesaplanır ise bu bir risk analizi kabul edilir. Sigorta tekniği ve hukukuna da uygundur. Ayrıca ceza türüne göre prim hesabı her sürücünün kendi primini kendi yaratması olacağından yüksek prim hikayeleri ve bahaneleri son bulmalı.

İşleten kusurları tespit edilirse poliçe değişeceğinden her trafik kazasından sonra kendiliğinden süreçlerin doğru çalışması da sağlanacaktır. Dolayısıyla bir ticari şirkete ait araca sonradan gelen radar cezasını inceleyen işleten yetkilisi o tarihte cezaya konu araç nerede ve kim tarafından kullanılıyor ise bunu çalışanı ile beraber Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bildirerek cezanın sürücüye ait olduğunu beyan etmeli. Kendi priminin yükselmemesi için hiçbir işleteme sahibi aksini kabul etmeyeceği gibi iş hukuku dahil tüm hukuk süreçlerinin doğru işletilmesi sağlanacaktır. Aksi halde işleten primi yükselir ve oto kontrol mekanizmaları kendiliğinden oluşur.

Her işe yeni personel alımında çalışacak her kişiden referans bilgi olarak zorunlu trafik poliçesini sunması istenecektir. Ödediği prim ne kadar yüksek ise işe alacağı personelin ne tür riskler taşıdığını da görebilecektir. Veya çok düşük bir prim ödediğini görüyor ise güvenli bir çalışana sahip olduğunu anlayacaktır. Risk konusunda prim tutarı referans bilgi olacaktır.

Ticari araçların yarattığı risk oranı

Plakaya kesilen cezalar ve poliçeler tek suçlunun araç olduğunu gösteriyorken artık araçların suçu olmadığı sürücülerin suçlu olduğu doğru mekanizma çalıştırılır olacaktır. Alkol etkisinde kaza yapan araç değil, sürücüdür.

Ticari araçların yarattığı risk oranında prim ödemesi sağlanacaktır, trafikte bulunma süre ve mesafesi prim tutarında etki faktörüdür, kilometre mutlaka önemlidir.

İşleten kusurları bakımından her aracın son derece bakımlı ve güvenli olmasının önemi ortaya çıkacaktır.

Mevcut sistemde “kusursuz ve sorunsuz kişilerin” tamamen suçlu, kusurlu ve sorunlu kişilere ait cezaları üstlenerek onların yol açtığı zararları karşılamak adına her türlü maliyeti üstlenmeleri engellenmiş olacaktır. Yükselen primlerin sebebi olmayanlar her yıl ayrıca buna katlanmak zorunda kalmayacaktır.

Ehliyet almak ve araç alıp trafiğe çıkmak yetmez. Her kişi bunun için kendi sorumluluklarını taşıdığını ortaya koyan poliçesini yanından ayırmayacaktır. Poliçesi yok ise ehliyeti yok sayılmalıdır.

Kişilere göre prim, araçlara göre prim, risklere göre prim sorumluluğa göre maliyet hesaplanacak ve adil bir çözüme kavuşturulacaktır.

2016 yılı Ocak ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı araç sayısı 20 milyon 98 bin 994 ise aynı sayıda zorunlu trafik poliçesi olmalıdır.

2014 yılı sonu itibariyle ülkede trafikteki toplam sürücü sayısı 25 milyon 972 bin 519 olduğu, 2016 yılı sonu itibarıyla ehliyet sayısı 30 milyonu geçecek olması önemli bilgidir. Trafikte araç sigortalılık oranı yüzde 75 civarında. 25 milyon 972 bin 519 adet aracın yüzde 75’i sigortalı yüzde 25’i sigortasız. Her bir işleten aracının tamamı zorunlu olduğu halde sigortalı değil. Yaklaşık sayıları 30 milyon olan ehliyetli araç sürücüsü için zorunlu sigorta şartı getirildiğinde, sigorta sektörü olması gereken düzeye ulaşabilir. Ayrıca trafik cezasına bağlı prim artış uygulamasıyla taban fiyat sigorta sektörünün en düşük prim havuzunu teşkil eder. Sürücü ve işleten cezaları sebebiyle ödeyeceği yüksek primler güçlü ve adil bir sigorta sektörü yaratır.

Eşitlik, adalet ve sorumluluk şart

Her iki grupta da tazminat yüküne göre prim hesaplanacağından primler kendiliğinden düşecektir.

Her şeyden önemlisi özel veya kamu fark etmez, kişisel sorumluluk ön planda olacağından kaza sayısından, ölümlere, yaralı sayısından toplumsal düzene kadar her şey etkilenecek ve kendiliğinden bir düzene girecektir. Her işi mahkemelerin veya devletin yapması beklenemez. Toplumsal düzen için eşitlik, adalet ve sorumluluk şarttır. Mevcut koşullar altında iyileşme beklemek çok zor. Uzun süredir basını takip ediyorum. Konu hakkında yüksek bilgiye sahip veya sorumlusu olan kişiler dışında herkes konuşuyor. Poliçe bir emtia değil. Primler ne şekilde hesaplanıyor, neler etki faktörüdür, kimler, hangi yöntemler ile bunu yapar hiçbir teknik detay olmadan herkes yorum yapıyor. Sektör temsilcileri bazı açıklamalarda bulunuyorlar dinleyen yok zaten kimse de anlamak istemiyor. “Herkes fiyat düşsün, nasıl olur ise olsun yeter ki düşsün” diyor.

Asıl hedef sürücü olmalı

Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Sayın Ramazan Ülger, ortaya çıkan fiyat artışlarında döviz kurunun da etkisinin olduğunu, ancak asıl problemin yeni düzenleme ile gelen değer kaybına yönelik tazminat taleplerinden kaynakladığını vurguluyor. Artan maddi hasarların dosya maliyetindeki ortalama yüzde 22 artışın, yüzde 15’inin maliyet artışından, yüzde 7’sinin ise değer kaybı ödemelerinden kaynaklandığını belirtiyor. Aslında maddi hasardan daha yoğun olarak bedeni hasar ödemelerinde ciddi artış olduğu ortada. Trafik sigortasında gerçekleşen hasarların yüzde 57’si bedeni hasarlardan oluşurken önceki dönemlerde ise bu oranın yüzde 0 – 30 civarında olduğu biliniyor. Özetle, sigorta tekniğine uygun olarak bilimsel yöntemler ile prim hesapları yapılırken bir gecede çıkan kanunlar ile primi alınmayan geçmiş 10 yıl öncesini de kapsayan tüm hasarlardan bir gecede sigortacılar sorumlu tutulunca haklı olarak prim artışı kaçınılmaz oluyor. Bu konuda halen doğru bilgilerin paylaşılmadığını, Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Şimşek’e dahi doğru bilgilerin eksiksiz verildiğini düşünmüyorum. Sonuç olarak, basında çok gündem yaratan Rüzgar Çetin davası, olayların iç yüzünü anlatmak için örnek teşkil ederken bu fırsatı kaçırmamak için dikkat çekmek istedim. Bu konuda çok yüksek bilgiye ve donanıma sahip birçok sektör mensubu varken sektör dışı aktörlerin gazete ve dergi köşelerinde çığırtkanlık yapması doğru da değil hoş da değil.
Gerçek bir çözüm önerisi aranıyor ve isteniyorsa zorunlu trafik sigortasında asıl hedef ve amaç sürücü olmalı. Bunu sağlamadıkça adil ve doğru bir sistem hiçbir zaman oluşmayacaktır. Başta tüm toplumun menfaatine olan bu konu sigorta sektörünü yakından ilgilendirdiği kadar kamu kurum ve kuruluşları dahil etki etmediği alan kalmayacaktır. Belki ilgililer ve yetkililer bu konuyu dikkate alır da hazır arkamızda bir “Rüzgar” varken doğru limana yöneliriz. Her zaman eleştirmek yerine her olaydan dersler çıkararak çözümü konuşmak, yazmak katkı sağlamak için başlangıç olacaktır.

  sigortacim sayi 28 haziran
 Haziran 2018 / Sayı:28

Yazarlar

  • Jun 05 , 2017

    MUSTAFA NAZLIER

    Sigorta Eksperi

    Tüm sektör aktörleri sigorta eksperlerinden eşit olarak aynı kalitede düzenli hizmeti alabilmelidir. Bunu sağlamanın tek yolu eğitim ve bilginin güvenli olarak istikrarlı biçimde eksperler tarafından tüm paydaşlarına bağımsız ve tarafsız sunulabilmesidir.

  • Jun 02 , 2017

    M. JALE BAYAV

    TÜSAF Yönetim Kurulu Üyesi

    Geçmişteki hatalarımız, geleceğimize yön veren en iyi derslerdir aslında, önemli olan hataları görebilmek ve kabullenebilmek cesareti ve olgunluğu ile kendimizi yenilememizdir.
    Hayatta ya Bey olacaksın ya Paşa, ya Ağa olacaksın ya da Maşa…

  • Jun 02 , 2017

    ADNAN ÇELİK

    Parametre

    Borsa İstanbul'daki şirketlerin toplam piyasa değeri 718 milyar lirayı aştı. Borsa İstanbul'da en yüksek piyasa değerine sahip şirket, 41,1 milyar lira ile Koç Holding olurken, onu Garanti Bankası, Akbank ve İş Bankası izledi.

  • Jun 02 , 2017

    HANİFE KARAMUSTAFAOĞLU

    Eğitim

    Birçok işi halletmeye çalışıp yine de hiçbirini tamamlayamıyorsanız ya da sabah erkenden işe gittiğiniz halde hâlâ verimli çalışamadığınızı düşünüyorsanız bir yerde hata yapıyorsunuz demektir. Amacınız iş hayatında üretkenliğinizi artırmak ise işte uygulamanız gereken 5 madde...
    Üst üste yapılan toplantılar, ardı arkası kesilmeyen mailler ve yapılacak işlerin birikmesi… Gün boyu çalışıyor, öğle tatillerinden feragat ediyor, hatta mesaiye kalıyor fakat yine de bir türlü işlerinizi bitiremiyorsanız, modern çalışma hayatının en büyük sıkıntılarından biri olan “verimsiz çalışma kriziyle” karşı karşıyasınız demektir. Ancak gün içerisinde üretkenliğinizi etkileyen durumları öğrenerek ve gerekli önlemleri alarak daha verimli çalışmanız mümkün. İşte iş hayatında üretkenliğinizi artıracak 5 yöntem:

  • Jun 02 , 2017

    HASAN ALİ GÖZÜKARA

    Otoacente

    Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) tarafından bu yıl 17'ncisi düzenlenen "İstanbul Autoshow" kapılarını ziyaretçilere açtı. Bu yıl "Geleceğe Yakından Bakın" sloganıyla gerçekleştirilen fuar 21-30 Nisan tarihlerinde açık kaldı. TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen fuarda, bu sene aralarında daha çok Türkiye'de üretim yapan firmaların bulunduğu otomotiv markaları yeni modellerinin lansmanlarını gerçekleştirdi.
    Bugünün ve geleceğin teknolojilerinin sergilendiği fuara, Alfa Romeo, Aston Martin, Dacia, DFSK, Fiat, Ford, Honda, Hyundai, Jeep, Lexus, Mercedes, Mitsubishi, Nissan, Opel, Peugeot, Renault, Smart, Ssangyong ve Toyota katıldı. Fuarda, otomotiv markalarının yanı sıra, teknoloji, inovasyon, bilişim, aksesuar ve yan sanayi firmaları, sivil toplum örgütleri ve basın kuruluşları da yer aldı.


tsrsb   dask   sigortacili   sigorta_gov   tsev    sigorta bilgi merkezi    sigorta tahkim komisyonu    guvencehesabi

Showcases

Background Image

Header Color

:

Content Color

: