Doğu’da Şirketler ‘Terör Teminatı’ Vermeli
Doğu’da terör olayları yüzünden şirketlerin iş makinelerine, kamyonlara terör teminatı vermediğini söyleyen Doğu Anadolu Sigortacılar Derneği Başkanı Engin Akın teminat sorununun çözülmesini istedi.
Sigorta sektöründe son dönemlerde artan haksız rekabet ortamı ve terör olayları Doğu’da iş yapan acenteleri zor durumda bıraktı. 2004 yılında kurulan, ardından da Türkiye Sigorta Acenteleri Federasyonu’na (TÜSAF) üye olan Doğu Anadolu Sigortacılar Derneği (DASAD) ise acentelerin sorunları ile birebir ilgileniyor, çözüm yolları üretiyor. 47 üyeli derneğin merkezi olan Erzurum’da toplam 110 acente bulunuyor. Bölgedeki acenteler ağırlıklı olarak trafik ve kasko üzerinden çalışırken, son dönemlerde diğer branşlara da ağırlık verilmeye başlanmış. Sorularımızı yanıtlayan DASAD Başkanı Engin Akın, Erzurum’da sanayinin az olmasına rağmen, yüzde 95’ine ulaştıklarını söylerken, bölgedeki terör olayları yüzünden de sigorta şirketlerine yönelik eleştiride bulunuyor. Akın, “Şirketler son terör olaylarından sonra iş makinelerine, kamyonlara terör teminatı vermiyor. İnsanlar da haklı olarak ‘Sen benim iş makineme, kamyonuma terör teminatı vermiyorsan diğer işlerimi de yapma’ diyor. Diğer işler buradan yapılmadığı zaman da dışarıdan yapılıyor. Rekabet olduğu için poliçe hemen kesiliyor. Sigortalı da teminatlara bakmıyor. Hasar anında ise hem kestirdiği yerdeki sigortacı hem de Erzurum’daki sigortacı kötü oluyor” diyor.
Zorunlu poliçe eleştirisi
“Bir laf vardır ‘şu işi yapmak zor zanaat’ diye, Doğu’da da sigortacılık yapmak zor zanaat. Çünkü vatandaşın zorunlu poliçesini bile zor yapıyoruz” şeklinde konuşan DASAD Başkanı Akın şöyle devam ediyor: “Tanıdığım doktorlar var. Hekim zorunluluğunu yaptırmak istemiyor. Zorunlu olmasa da yapmayacak. Mali müşavirlerin ve hukukçuların sorumluluk sigortası var, ama yaptırmıyorlar. Çünkü insanlar bilinçsiz. Sigortaya ödediği paranın boşa gittiğini düşünüyor. Sonra hasarı olunca da gelip teşekkür ediyor. ‘İyi ki yapmışız’, ‘Kurtardın beni’ diyor. Aslında kendi kendisini kurtarıyor…” Sağlık branşı ise Erzurum’da ilgi görmüyor. DASAD Başkanı Akın bunu da şu sözlerle açıklıyor: “Özel hastane sayısı az. İnsanların gelir düzeyi de düşük. İki tane tam kapasiteli özel hastane var. İnsanların bakışı da önemli. İstanbul’daki vatandaşla Erzurum’dakinin gelir düzeyi aynı değil ki. Bu adam nasıl yapsın?” DASAD Başkanı Engin Akın, acentelerin en büyük probleminin ise komisyonlar olduğunun altını çiziyor. Akın bu sorunu ve çözüm önerilerini şu sözlerle dile getiriyor: “Sektörün en büyük problemi bence acente arkadaşlarımızın komisyon durumu. Ben şirketimi ayakta tutmak için arabamın camı çatladığı halde değiştirmiyorum. Sadece ben değil, bütün acenteler böyle düşünüyor. Ama şirketler bizi hamal olarak görüp ‘Bundan nasıl 1 lira daha fazla kazanırız’ diye baktığı için hata yapıyorlar. Şirketlerin acenteye karşı bakış açısı değişmeli. Çünkü acenteler şirketlerin evladı gibidir. Evlatlar arasında yaramazı da olabilir, düzgünü de olabilir. Onu da sen kurtaracaksın. Babasın çünkü. Devlet de şirketlere karşı aynı babalığı göstermeli.”
BES’te kolaylık getirilmeli
DASAD Başkanı Engin Akın, BES ile ilgili de şu açıklamalarda bulunuyor: “Benim bireysel emeklilik yetkim yok. Diğer dernek başkanlarının da durumu aynı. Hangi arada gidip çalışayım da sınava gireyim... 10 yılını tamamlayan acentelere bir kolaylık getirerek soruları hafifletmeleri gerekiyor. Sınava giren acentelerden arkadaşlarım üniversite sınavından zor olduğunu söylüyor. Ben Edison değilim ki ampulü bulayım. Ben poliçe satacağım. Zaten 10 yıllık acente de biliyor neyin ne olduğunu. Belli bir eğitimden sonra bu adamı piyasaya salacaksın. Bak o zaman bireysel emeklilik satışları fırlıyor mu fırlamıyor mu! Bugün hem sağlık branşında hem de oto kaza branşının yüzde 60’ını acenteler yapıyor. Bireysel emekliliği de acentelere versinler bankalar mı daha çok yapıyor acenteler mi görsünler.”
Şartlar 5 şirkete zorluyor
Engin Akın Sigorta’yı 1999 yılında kurduğunu belirten DASAD Başkanı Engin Akın sektöre girişini de şu sözlerle aktarıyor: “O zaman inşaat sektörüyle ilgili işler yapıyordum. Bugünkü Cumhurbaşkanımız sağolsun TOKİ’leri aktif hale getirdiği için artık yerim olmadığını anladım ve inşaat sektörünü bırakıp sigortacılığa başladım. İlk başladığım zaman “Günde bir tane trafik sigortası yapabilir miyim” diye düşünüyordum. Şimdi çok şükür belli bir portföye sahibiz. Şu anda beş tane şirketle çalışıyoruz. Hepsinden de memnunum. Ama tek şirketle çalışmak isterdim. Hazine böyle bir karar alırsa çok sevinirim. Öyle olursa o şirket benim bütün portföyüme cevap vermek zorunda kalır. Ben bir taneyle çalışmak isterim ama şartlar beni beş taneye zorluyor. Eskiden müşteriye bir şirketten poliçe hazırlıyorduk, şimdi 30 tane şirketten fiyat alıyoruz. Kafa olarak yoruluyor insan. Bir müşteriyle bir gün uğraşıyoruz. Bu da bizim sahaya girmemizi engelliyor. Böyle olunca bilgisayarın başından kalkıp farklı şeyler yapamıyoruz.”
ÇÜRÜK ELMAYA ACENTELİK VERMEYİN!
Sektörde genel olarak insanlar birbirine güvenmediğini söyleyen Engin Akın, şunları söyledi: “Yaptığımız iş tamamen güvene dayalı bir iş. Ama acenteler birbirine güvenmiyor. Bu güveni sağlamanın yolu sigorta şirketlerinden geçiyor. Kimseden bir ayrıcalık istemiyoruz, şirketlerden samimiyet istiyoruz. Bağlılık istiyoruz. İçimizde mutlaka çürük elmalar vardır, çürük elmayı ayıracak olan da şirketlerdir. Şirketler bütün acentelerin hangi şartlara çalıştığını biliyor. Çürük elmaya acentelik verilmesin. Eskiden şirketler sık sık toplantılar ve eğitim toplantıları yapardı. Hatta giyinmeden, konuşmadan, yemek yemeye kadar tarif ediyorlardı. Neredeyse bu bir eğitimdi. Sen bunu yaptığın zaman acenten sana güven duyuyor. Şirketin kendisine önem verdiğini anlıyor. Ama şirketler artık acenteleri tanımıyor, takmıyor. Komisyonundan da kesiyor. Aç bırakıyor. Şimdi o şirkete nasıl güveneceksin! Bölge müdürlükleri şirketle aramıza köprü oluyorlar. O açıdan bir sıkıntı yok. Fakat acentelerin komisyonlarının kesilmesinde, bazı teminatların verilmemesinde bir şey yapılamıyor. O zaman da çalışma şevkimiz kırılıyor. Şirketlerin kâr etmesini hepimiz istiyoruz. Şirket kâr ederse belki acenteye de kâr ettirir. Komisyonlarımızı kesmez. Belki biraz daha yükseltir. Şirketler kâr etsin ki fiyatlara yansısın.