Doğru Olan Tarifenin Tam Serbest Hale Gelmesidir
ERCENK AKGÖZLÜ:
Başkent Sigorta Acenteleri Derneği (BASİAD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Sektörün lokomotifi niteliğinde olan ve hayat dışı üretimin yaklaşık dörtte birinin yapıldığı zorunlu mali sorumluluk sigortası, serbest tarifeye geçiş sonrası ve özellikle Haziran 2015 tarihinde açıklanan yeni düzenlemeler sonrası sürekli tartışılan ve hiçbir kesimi mutlu etmeyen bir ürün olarak karşımızda.
Herkesin yakından bildiği üzere süreç sektörün mevzuat hasarı olarak nitelendirdiği destekten yoksun kalma tazminatlarının (kusurlu sürücü için) geriye dönük ödenmesiyle başladı. Sigorta şirketleri, 1 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlarla ilgili daha düzenleme aşamasındayken, üzerlerindeki yüklerin artacağını ve bunun da fiyatların yükselmesine yol açacağı konusunda sinyal vermeye başlamışlardı. Düzenleme ile yeni yaşam tablosu hazırlanmış, ömür ve emeklilik yaşı yükseldiği için ödenecek tazminatlar da yükselmişti. Yedek parçada sertifikasyon şartı maliyeti artıracak bir başka unsur olmuştu.
Değer kaybı teminatı da diğer yük getiren unsur olarak karşımıza çıktı. Döviz kurlarındaki aşırı dalgalanma yedek parça maliyetlerinin kontrol edilememesine yol açtı. Asgari ücrette yapılan düzenleme, önümüzdeki dönemde işçilik maliyetlerin artışına sebep olacak ama daha önemlisi, destekten yoksun kalma tazminatlarının hesaplanmasındaki artış olacak. 10 yıldır zarar açıklayan bu branş için sektör yöneticilerinin fiyat rekabetini ön planda tutup, oluşan zararları görmezden gelmesi de sorunun çığ gibi büyümesine yol açtı. Fiyatlar bu kadar artarken zararın katlanarak büyümesinin sebepleri nelerdir? Biraz da bu konuyu irdelemek gerekiyor.
Zararın önüne geçilemiyor
Yanlış fiyat politikaları ve mevzuat hasarları zararı o kadar büyütmüş durumda ki yeni satılan ürünlerin teminatlarının genişliği fiyatlar ne olursa olsun zararın önüne geçemiyor. Özellikle ticari araçlardaki hasar frekansının Avrupa ortalamalarının çok üstünde olması fiyatlamanın buna göre yapılmasını gerektirirken, Hazine’nin tavan fiyat uygulaması hasarlı hasarsız sigortalı kavramını ortadan kaldırdı, hasarsız olan sigortalı da bir nevi cezalandırıldı. Sürecin bu şekilde devam etmesi, zorunlu olmasına rağmen poliçe yaptırmama oranının artmasına yol açıyor. Sorun sadece bu branşta kalmayacak. Sigortalıların maliyetlerini düşürmek için diğer branşlardaki ürünlerinde tasarrufa gitmelerine yol açabilecek. Bu branşta komisyonlarının düşürülmesiyle ciddi sıkıntı yaşayan acentelerin portföylerinin tamamı ile ilgili de gelecekte sıkıntı yaşayacakları aşikâr. Maliyetlerin azalması için başvurulan bu yöntem konunun çözümü için bir fayda sağlamayacağı gibi acentelerin şirketlerle aralarında oluşan iş ortaklıklarının sıkıntıya girmesine yol açacak. Hazine’nin poliçelere bir takım limitler getirmesinin geçici bir çözüm olarak kalacağı, kısa bir süre sonra yeniden konuyu tartışır hale geleceğini görmemiz gerekiyor. Doğru olan tarifenin tam serbest hale gelmesidir. Sigorta şirketleri bedeni zararları koruyan basit bir ürün çıkarmalı, sigortalılar ek ücret ödeyerek geniş teminatlı ürünler satın almalı.