Abdulgani Değirmenci
Yeni Sigorta Kanunu İle Cepten Çıkacak Paralar
ABDULGANİ DEĞİRMENCİ
Avukat
Sigorta primlerinin yüksekliği bahane edilerek sigorta şirketleri lehine düzenleme yapılmıştır. Ne yazık ki 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak 1 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe konulan yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (kısa adıyla Trafik Sigortası) genel şartları ve eklerinde yer alan vatandaş aleyhine olan tüm kısıtlamalar bu düzenleme ile yasalaştı. 01.06.2015 tarihinde yapılan olumsuz değişikliklere Yargı haklı olarak sigortalı lehine yorum yapmış böylelikle mağduriyetleri önlemiştir. Ancak Karayolları Trafik Kanunu'nda değişiklik yapılmasını dair yasa ile öncelikle mevcut yasanın "Maddi ve manevi tazminat" başlıklı 90. Maddesi değiştiriliyor.
Yeni düzenleme
Mevcut yasada "Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır" ifadesi yer alıyor. Bu maddeye, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların genel şartlara tabi olmasına yönelik ifade ekleniyor. Maddenin yeni hali, "Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır" şeklinde düzenleniyor. Bu yolla Hazine düzenleme yetkisi alıyor.
Sigortalılara ağır bir yük getirecek
Böylelikle maddi ve manevi tazminat hesaplama yöntemlerinin (sınırsız bir yetkiyle) Hazine Müsteşarlığı’nca belirleneceğine, belli formüller ve kriterler uygulanacağına ilişkin düzenlemeler, yasalara, sorumluluk hukukunun temel ilkelerine, Yargıtay'ın yerleşik ve ilkeleşmiş kararlarına aykırı olarak kabul edilmiş olacaktır. Bu durum piyasada ilerleyen günlerde sigortalılara ağır bir yük getirecektir. Yasanın ikinci maddesiyle zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kalan hususlar yeniden düzenleniyor. Mevcut kanunun zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında tutulan şartlarına; "Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri", "İlgililerin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri" ve "Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler" ifadeleri ekleniyor. Böylelikle sigorta şirketleri Hazine’nin 1 Haziran 2015 tarihinde yaptığı düzenleme ile birlikte eskiye göre çok düşük tazminat ödeyecek ve/veya ağır kusurlu olması halinde yine hasar ödemeyecek veya hasar ödemesi durumunda sigortalıya rücu edecektir. Bu düşüncemize dayanak olarak 01.06.2015 tarihli genel şartlardaki B.3. sigortacının halefiyeti Sigortacı ödediği tazminat miktarınca hukuken hak sahibi yerine geçer.
Sigortacının sigortalıya rücu hakkı
B.4. Zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının sigortalıya rücu hakkı Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, … demekle sigortalı birçok rücu durumu ile karşı karşıya kalacağı şüphesizdir. Ya da farklı bir yorumla Madde 92 – Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar. Başlığı altında yapılan yeni düzenleme ile “hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri” kapsam dışına alınmıştır. Bu durumda % 100 kusurlu olan kişinin ödediği bir zararı kendi sigorta şirketinden talep edemeyeceği gibi sigorta şirketinin ödeme yapması halinde rücu edilecektir.
TSB Başkanı Ramazan Ülger’in açıklamaları
Tüm bu süre zarfında Türkiye Sigorta Birliği Başkanı (TSB) Ramazan Ülger, ne yazık ki yeni yapılan düzenlemeleri sadece bedeni zararlara ilişkinmiş gibi görüp açıklamalarda bulunmaktadır. Oysaki düzenlemede bu konuda bir ayırım yapılamamıştır. Basındaki haberlere göre Ülger, sigorta limitleri dahilinde tazminatın genel şartlarda belirlenen standartlara göre hesaplanacağını, bunun dışında kalan tazminatlara ilişkin hesaplamanın Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde yapılacağını söyledi. Ülger, "Aynı özelliklere sahip mağdurlar için aynı hesaplama yöntemi kullanılacak ve tazminatın eksik olduğu yönünde şüpheleri olmayacak, hak ettikleri tazminatı kısa sürede şirketlerden alabilecekler. Şirketler ise maliyetlerini öngörebilecek, belirsizlikler ortadan kalkacak, pazar istikrara kavuşacak" dedi. Ramazan Ülger, kanundaki bir başka düzenleme ile trafik sigortasının sorumluluk sigortası olduğunun ortaya konduğunu belirterek, şunları söyledi: "Sigorta, kapsamında trafik kazası nedeniyle üçüncü şahısların uğradığı zarar limitler dahilinde karşılanıyor. Ancak kanunda sayılmadığından yapılan bazı başvurular nedeniyle şirketlerle başvuru sahiplerinin arasında anlaşmazlık çıktı ve sorun, yargı yoluyla çözülmeye çalışıldı. Bu sefer de uygun olmayan kararlar verildi ve şirketler teminat vermedikleri, primini almadıkları, 10-15 yıl öncesine kadar dayanan hasarları ödemek zorunda kaldı. Yasa ile mevzuattaki belirsizlik giderilerek teminat dışı kalan hallerin neler olduğu ve nasıl belirleneceği netleştirildi." Bu beyan piyasa gerçeğine aykırıdır. Zira ödemeyi düşündükleri miktarlara ilişkin primler tahsil edilmiştir. Primleri tahsil edilen poliçe teminatları ödeniyor.
Hukukun önünü tıkamak çözüm değil
Kazaların tek taraflı olmadığını düşünelim ya da ödenen hasarın kaçı tek taraflı ki, kıyameti koparıyorlar. Sigorta şirketleri yüksek tazminatlardan dem vurmaktadırlar. Bu konuda belki haklı olabilirler. Bu durumda değişik formülasyonla hukukun önünü tıkamak çözüm değildir. Bu sorunun asıl nedenlerden biri 15 sene boyunca poliçe primini artırmayarak teminatların artırılmasıdır. Siz prim artışı olmadan sürekli olarak sorumluluk limitini artırırsanız sonuç bu olur. Şimdi bunu düzeltmek için farklı hatalı yollara girişiliyor. Bu düzenleme açıkça Anayasa'nın eşitlik ilkesine, hiç bir kişiye ve zümreye imtiyaz tanınamayacağına ilişkin 10.maddesine, kişilerin uğradıkları zararların tazminat hukukunun genel ilkelerine göre ödeneceğine ilişkin 19/Son maddesine, hakimlerin görevlerinde bağımsız olduklarına, hiçbir organ ve makamın yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremeyeceğine, genelge gönderemeyeceğine, telkinde bulunamayacağına ilişkin 138. Maddesi’ne açıkça aykırıdır. Sigorta şirketleri zarar ettiklerini beyan ederek sürekli olarak kendi lehlerine düzenleme yaptırma peşindeler. Ayrıca basına yansımayan bir noktayı da burada dile getirmek istiyoruz.
Şimdiden hepimize geçmiş olsun!
Zarar ettiklerini beyan ederek kendi acentelerine verdikleri acente komisyonlarını da düşürmüşlerdir. Ama halen aynı terane “zarar ediyoruz”. Nasıl zarar ediyorsun arkadaş? Aktüer hesabın yok mu? Bu ülkenin yasal şartları ve 80 yıllık hukuk geçmişi mevcut bu düzenlemeye kadar yargının nasıl karar verdiği ortadadır. “Bunları bilmiyorduk” deme şansları bulunmamaktadır. Ticari faaliyette bulunan şirketler zarar etmesi durumunda bu zararları sermayedar yüklenir. Oysaki bu yeni düzenleme bu zararlar ve prim indirimi ne yazık ki finansmanı sigortalı olmuştur. Biz bu son düzenleme ile sigorta şirketleri biz tazminat ödemek istemiyoruz ya da ödeyecek ise bile bizim şartlarda ödeme yapmak istiyoruz. Demek istediklerini düşüncesindeyim. Yeni düzenleme ile sigorta primleri % 20 ucuzlayacak diyenlere sigortalı % 20 ucuzladı diyerek bir selam gönderelim. Şimdiden hepimize geçmiş olsun.
Trafik ve Eğitim
ABDULGANİ DEĞİRMENCİ
Avukat
Sahte başarı oranları ile eğitim verilmeden ehliyet vermek hatalar zincirinin başlamasına start vermektir.
Bu sayımızda editörün seçimi ile eğitim konusunu ele almaya çalışacağız. Eğitim, beşikten mezara kadar giden uzun bir yolu kapsamaktadır. Bu yolda kişi hep ileri gitmekle yükümlü olduğunu zaman zaman unutabilmektedir. Hayatın bağış olmadığı sadece ödünç olarak verildiğini aklımızdan çıkarmamamız gerekmektedir.
Hukuksal Koruma Sigortası
ABDULGANİ DEĞİRMENCİ
Avukat
Anlatılmayan hakların kullanılmaması sonucu vatandaşlar sigortalı olmasına rağmen bazı bedelleri ceplerinden ödemek zorunda kalıyor. Hukuksal Koruma Sigortası da iyi anlatılmalıdır…
Acente, Komisyonu Hak Ediyor Mu?
ABDULGANİ DEĞİRMENCİ
Avukat
Sigorta şirketlerinin ‘zarar ediyoruz’ bahanesi ile acentelerin komisyonlarına saldırmasının haklılık gerekçesi bulunmuyor.
Trafik Sigortası Genel Şartlarının Hukuku Ve Aykırı Yönleri (2)
ABDULGANİ DEĞİRMENCİ
Avukat
Her kazaya farklı farklı sorumluluk türleri için ayrı hesaplama yöntemleri uygulanmasından derhal vazgeçilmeli. 1 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) Genel Şartları ve ekleri ile ilgili değerlendirmelerimize kaldığımız yerden devam ediyoruz
Yeni Trafik Sigortası Genel Şartlarının Hukuku, Aykırı Yönleri (1)
ABDULGANİ DEĞİRMENCİ
Avukat
Bu yeni düzenlemeler sadece sigorta şirketlerini korumaktadır. Bu tür düzenlemeler Avrupa Birliği’nde asla yapılamayacak düzenlemelerdir
Tehlikeli Maddeler Ve Tehlikeli Atık Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası
ABDULGANİ DEĞİRMENCİ
Avukat
İzmir’de bu poliçeyi yaptırma zorunluluğu olan 80 bin adet irili ufaklı işletme bulunuyor
Değer Kaybı Ne Anlama Geliyor?
ABDULGANİ DEĞİRMENCİ
AVUKAT
Değer kayıpları sigorta şirketleri tarafından değil, 2005 yılından bu yana trafik poliçesinden karşılanıyor.
Acentelerin denkleştirme talep hakkı
ABDULGANİ DEĞİRMENCİ
AVUKAT
14.06.2007 yılında yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu (“Sigortacılık Kanunu”) ile açık bir şekilde yasal zemini oluşturulan denkleştirme tazminatı bu yazımızda ele alınacaktır. Acenteler önceki yasal düzenlemelerde olmayan ancak portföy tazminatı adı altında eski Borçlar Kanunu’nun 97’nci maddesini dayanak gösterecek talepte bulunmaktaydı.